Tankaların Gelişim Süreci

     Yaklaşık 100 yılı aşkın bir süredir savaş meydanlarında olan tanklar,1.Dünya Savaşı’nın gelişimiyle ortaya çıkmıştır. 1.Dünya Savaşı’nın ilerleyen zamanlarında askeri literatüre yeni bir kavram olan siper savaşı kavramı girmiştir. Birliklerin hareket kabiliyetini sınırlayan siperler, makineli tüfeklerle desteklendiğinde ele geçirilmesi zor hedefeler olmuştur. Dolayısıyla, hareket kabiliyeti kısıtlanan taraflar savaş meydanında bir taarruz yaptığında çok sayıda zayiatla karşı karşıya kalmıştır. Sürecin çıkmaza girdiği bir noktada taraflar siper kavramını aşmak için çeşitli yollar aramaya başlamıştır. Düşünülen yollardan birisi ise tarihte ilk defa Ekim 1916 tarihinde İngilizlerin icadıyla ortaya çıkan Mark 1 tankı olmuştur. Tankın icadıyla siperlerin aşılması olanaklı hale gelmiş ve piyadelerin düşman hattından korunarak ilerlemesi mümkün olmuştur. Tankların savaş alanına adım atmasıyla başta Almanya olmak üzere diğer devletler de ortaya çıkan bu icadı incelemeye kendilerine özgü modeller ortaya çıkarmaya başlamıştır.

     1.Dünya Savaşı’nda siper geçme aracı olarak kullanılan tanklar,2.Dünya Savaşı ile hareket kabiliyeti yüksek, durağan ve hareketli hedefleri vurabilecek bir araca dönüşmüştür. Özellikle 2.Dünya Savaşı’nda tankların kolordu şeklinde büyük çaplı askeri manevralarda kullanılmaları ve büyük başarı elde etmeleri tankların geliştirilmesi gerektiğinin önemini belirtmiştir.2.Dünya Savaşının bitimi ile sonrasında soğuk savaş ve günümüze ilerleyen zamana değin sıcak çatışmalarda üstünlük aracı olarak kullanılan tanklar, her zaman çeşitli ülkeler tarafından geliştirilmeye ve üstünlük araçlarıyla donatılmaya çalışılmıştır. Türkiye’de ilk olarak 1996 yılında proje olarak başlanan yerli tank üretimi, 2007 yılında Altay tankı ismiyle yerlilik kazanmıştır. Protipleri üretilen ve test aşamaları tamamlanan Altay tankıyla ilgili çalışmalar ise devam etmektedir.

(The Tank Book,2017; Uzun,2020; URL 1,2024)